Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
(x)Recaizade Mahmut Ekrem

Recaizade Mahmut Ekrem

Tanzimat devri şairi, tiyatro yazarı ve romancı.

 

1 Mart 1847’de İstanbul’da Vaniköy’de doğdu. Babası Tanzimat’tan sonra Takvimhâne nâzırlığı yapan şair, hattat ve vak‘anüvis Mehmed Şâkir Recâi Efendi, annesi sülâlesi Timurtaş Paşa’ya dayanan Adviye Hanım’dır. Küçük yaşta babasından Arapça ve Farsça öğrendi, bir süre Beyazıt Rüşdiyesi’nde ve Mekteb-i İrfân’da okudu (1858). Daha sonra Harbiye İdâdîsi’ne girdi, ancak ikinci sınıfta hastalanınca okuldan ayrılmak zorunda kaldı. 1862’de Hariciye Mektûbî Kalemi’nde çalışmaya başladı. Burada bir yandan eski şiir anlayışına bağlı Leskofçalı Galib ve Hersekli Ârif Hikmet, öte yandan Nâmık Kemal ve Âyetullah Bey gibi yenilikçi fikirlere sahip gençlerle tanıştı. Bu arada Fransızca öğrenerek Batı kültür ve edebiyatını tanıma fırsatı buldu. Divan tarzında şiirler yazmaya, Fransızcadan bazı tercümeler yapmaya başladı. İlk yazıları Tasvîr-i Efkâr, Terakkî, Hakāyıku’l-vekāyi‘ ve Hazîne-i Evrâk gazetelerinde yayımlandı. 1866’da Maliye Esham Kalemi’ne, üç ay kadar sonra Tahrîr-i Emlâk Kalemi’ne geçti. Nâmık Kemal 1867 Mayısında Fransa’ya kaçarken Tasvîr-i Efkâr’ın sorumluluğunu ona bıraktı. 1868’de amcası Ârif Efendi’nin kızı Güzide Hanım’la evlendi. 1872’de Şûrâ-yı Devlet âza muavinliğine tayin edildi. 1876’da tedavi için bir süre Viyana yakınlarında bir kasabada kaldı. 1877’de Şûrâ-yı Devlet üyesi oldu, daha sonra Temyiz Mahkemesi üyeliğiyle Tanzimat Dairesi reisliğine getirildi. 1878-1887 yılları arasında Mekteb-i Sultânî ile Mekteb-i Mülkiyye’de edebiyat hocalığı yaptı. Bu yıllarda Nâmık Kemal ve Abdülhak Hâmid’le mektuplaşması sanat hayatının yönünü belirlemesinde önemli rol oynadı. Mekteb-i Mülkiyye’de okuttuğu ders notlarını Ta‘lîm-i Edebiyyât adıyla yayımlaması edebiyat çevrelerinde büyük bir yankı uyandırdı ve doğrudan doğruya şahsını hedef alan tenkitlere yol açtı. Zemzeme mukaddimesiyle Takdîr-i Elhân adlı eserlerini Muallim Nâci Demdeme başlığıyla yazdığı yazılarında eleştirdi. Gerek ilk çocuğu Pirâye’nin ve uzun yıllar yatalak olan oğlu Emced’in ölümü gerekse bu tenkitlerle idareden gördüğü baskılar yüzünden bunalan Ekrem’i 1883’te dünyaya gelen oğlu Nijad tekrar hayata bağladı. 1889’da resmî görevle Trablusgarp’a gitti. Dönüşte, yaşadığı sıkıntılardan kurtulma düşüncesiyle Avrupa’ya kaçmaya niyet ettiyse de Malta konsolosu tarafından İstanbul’a gönderildi. Hava değişimi için bir süre Büyükada’da oturması hükümetçe uygun görüldü (1890-1893). 1895’te, Ma‘lûmât gazetesi sahibi Baba Tâhir’le aralarında çıkan tartışma devam ederken Mekteb-i Mülkiyye’den öğrencisi Ahmed İhsan’a yayımlamakta olduğu Servet-i Fünûn’u yeni edebiyat anlayışını savunan gençlere açmasını tavsiye etti. Böylece 1896 yılı başlarında Servet-i Fünûn mecmuası etrafında Edebiyât-ı Cedîde hareketi kurulmuş oldu. Ancak büyük ümitler bağladığı topluluğun beş yıl sonra dağılması ve oğlu Nijad’ın ölümü tekrar edebiyat çevrelerinden uzaklaşmasına sebebiyet verdi. 1908’de II. Meşrutiyet’in ardından kurulan Kâmil Paşa kabinesinde Evkaf ve Maarif nâzırlıklarına getirildi, daha sonra Meclis-i Âyan üyesi oldu. 31 Ocak 1914’te vefat etti ve Anadoluhisarı’ndaki Küçüksu Mezarlığı’na oğlunun yanına defnedildi. Ercümend Ekrem Talu’nun babası olan Recâizâde Ekrem bâlâ rütbesiyle birinci Osmânî ve Mecîdî nişanlarına sahipti.


Devamını göster ..
Sıralama : Göster :
Toplam 1 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Sıralama : Göster :
Toplam 1 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1